• /TL
    %
  • /TL
    %
  • /TL
    %
  • /TL
    %
  • AMERIKAN DOLARI
    34,2098
    % 0,05
  • € EURO
    37,3677
    % 0,28
  • ALTIN (TL/GR)
    2.929,25
    % 0,11
  • BIST 100
    %

Gedik Yatırım Enflasyon Bülteni

Gedik Yatırım Enflasyon Bülteni

Gedik Yatırım Araştırmada yer alan Enflasyon bülteni şöyle ; Ekonomist Serkan Gönençler’in kaleme aldığı bültende detayları haberimizin içinde bulabilirsiniz.

Haziran’da TÜFE enflasyonunda kur geçişkenliğinin izleri görülmeye başladı

Haziran TÜFE enflasyonu beklentimizle kabaca uyumlu olsa da, piyasa beklentilerinin çok üzerinde gerçekleşti. Haziran ayı TÜFE enflasyonu aylık %1,94 ile bizim %1,85’lik tahminimizi hafif aştıysa da, %1,4’lük medyan piyasa beklentisinin oldukça üzerinde gerçekleşti. Böylece yıllık TÜFE enflasyonu %16,6’dan %17,5’e yükseldi. Öte yandan, yurtiçi ÜFE enflasyonundaki aylık %4,01’lik gerçekleşme maliyet yönlü baskıların da devam ettiğine (ve bu etkilerin önümüzdeki aylarda TÜFE enflasyonuna yansıyabileceğine) işaret ediyor. Bu rakamla, yıllık yurtiçi ÜFE enflasyonu da %38,3’den %42,9’a yükseldi.

Beklentileri aşan TÜFE enflasyonu temel olarak kur geçişkenliği ve hizmet enflasyonu kaynaklı baskılardan kaynaklanıyor. Beklentilerin üzerinde gelen manşet enflasyonun temel nedenleri olarak, nihai fiyatlar üzerinde önceki aylarda ılımlı şekilde hissedilen kur geçişkenliğinin, dayanaklı mallar ve diğer temel mallar gruplarındaki %3,0 ve %3,7’lik aylık enflasyon rakamlarından görüldüğü üzere, bu kez güçlü gerçekleşmesi ve de hizmet enflasyonunun da %1,9 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşmiş olması öne çıkıyor. Mayıs’ta tam kapanmaya bağlı yeterli fiyat toplanamaması nedeniyle, tarihsel ortalamasının altında kalan giyim enflasyonunda bu ay bir düzeltme olduğunu da söyleyebiliriz. Buna göre, yıllık bazda temel mal grubu enflasyonu %20,8’den %21,9’a yükselirken, hizmet enflasyonu %13,6’dan %13,5’e geriledi. Bu sonuçlarla, çekirdek TÜFE enflasyonu (C grubu) da %17,0’den %17,5’e yükseldi. Bu gerçekleşmelerin bizim beklentilerimize paralel olduğunu söyleyebiliriz. Gıda enflasyonunun aylık %0,5’lik tahminimizin biraz üzerinde %0,9 olarak gerçekleşmesi, manşet enflasyon tahminimizdeki hafif sapmayı açıklayan faktör olarak öne çıkıyor.

Önümüzdeki aylarda enflasyon trendini kur geçişkenliğinin derecesi belirleyecek. TL’de süregelen değer kayıpları ve yurtiçi ÜFE enflasyonundaki hızlı yükselişin TÜFE enflasyonundaki yansımaları geçtiğimiz aylarda oldukça ılımlı seyretmişti. Buna karşın, Mayıs enflasyonu ardından yayınladığımız raporda, bu maliyet artışlarının bir noktada nihai fiyatlara yansıtılmak zorunda olduğu yönündeki beklentimizi paylaşmıştık, ki Haziran enflasyonunda bunun kısmen gerçekleştiğini görüyoruz. Kur gelişmelerinden ve yurtiçi ÜFE enflasyonundan TÜFE enflasyonuna geçişkenliğin, son enerji zamları ile beraber, Temmuz enflasyonunda da etkili olacağını düşünüyoruz. Buna göre, yıllık TÜFE enflasyonunun gelecek ay %18,0’i aşmasını beklerken, Kasım ayından önce %17,0’nin altına inilmesi de zor görünüyor. Buna göre, TCMB önümüzdeki aylarda para politikasını daha önce öngörülenden daha sıkı tutmak durumunda kalabilir.

TCMB Eylül/Ekim’den itibaren politika faizini indirme eğiliminde olabilir, ancak TL’de ek değer kayıpları potansiyel faiz indirimlerinin önüne geçebilir. TCMB son PPK toplantısında artan enflasyonist risklere dikkat çektiyse de, Cuma günkü yatırımcı toplantısında, TÜFE enflasyonunun Temmuz’dan sonra düşeceği (son çeyrekte daha belirgin olmak üzere) konusunda kendinden emin bir görüntü çizdi. Bunun arkasındaki temel faktör olarak da, cari açıktaki iyileşme ve son zorunlu karşılık düzenlemelerine bağlı olarak TL’nin performansında beklediği iyileşmeyi öne çıkardı. Buna göre, FED beklenenden erken tahvil alımlarını azaltma sinyali verse bile, TCMB’nin politika faizinde Eylül/Ekim aylarından itibaren kademeli bir indirim süreci başlatma eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, TÜFE enflasyonunun Kasım’a kadar %17,0’nin üzerinde kaldıktan sonra yılı %16,0 civarında tamamlayabileceği yönündeki beklentimizi de göz önünde bulundurduğumuzda, TL’de değer kayıplarının devam etmesi durumunda (örneğin, $/TL kurunun 9,0 seviyesine yaklaşması ya da aşması durumunda), faiz indirimlerinin zorlaşabileceğini, hatta faiz artırımlarının gündeme gelebileceğini düşünüyoruz.

Serkan Gönençler

Ekonomist

YORUMLAR YAZ